Sonbahar'da doğayla baş başa bir cennet, Atatürk Arboretumu.

 

Merhabalar, bu ilk blog denememle birlikte ben de blog camiasına giriş yapmış bulunmaktayım. Uzun süredir, ilgi alanıma giren şeyler üzerinden tecrübelerimi aktarabileceğim bir blog açmayı istiyordum. Bugün tüm üşengeçliğimi yenip kararlı bir adım atmış bulunuyorum. Umarım devamı gelir

Sonbahar'ın artık yüzünü kışa dönmeye başladığı şu son günlerde, İstanbul'da sonbaharı buram buram hissedebileceğiniz ender yerlerden biri Atatürk Arboretum'u. Belgrad ormanı’nın güneydoğusunda, 345 hektarlık alana kurulmuş. Arberotum'da 1500'ü aşkın bitki türü varmış, yani peyzaj anlamında tam bir cennet burası. Bol oksijen eşliğinde pazar yürüyüşü yapanlar oldukça fazlaydı bugün. Hatta yürüyüş yaparken ormanın ilerilerine doğru şanslıysanız karacalar görebilirsiniz. Biz görebilmek için en uç noktaya kadar gittik fakat göremedik ne yazık ki. Pazarları arboretumun en kalabalık zamanı olduğundan, insanlardan ürkebileceğini düşündük. 
6 yıldır İstanbul'da yaşayan biri olarak, bunca zamandır niye gelmemişim buraya diye utanç duymadım değil açıkçası. Şehir hayatında nefes alacak o kadar az yer bıraktık ki, bu sayılı yerler çok daha kıymetli artık bizim için. Gittiğinizde dizi-film çekimi için gelmiş ekiplere veya manzara eşliğinde düğün fotoğrafı çekimi için gelmiş gelin-damatlara rastlamanız oldukça olası. Çünkü böyle yerler ilk onlar tarafından keşfedilir tabiki.
Benim açımdan en doyurucu manzaralardan biri de göle bakan bu kırmızı ağaçtı. Hayatımda ilk kez bu renkte bir ağaç görüyorum. Yapraklarını büyük oranda dökmüş fakat buna rağmen oldukça etkileyici. Ayrıca gölde az da olsa ördek de vardı. Yazın daha fazla sayıda ördek oluyormuş. Soğuktan dolayı başka bir yere gönderiliyorlar diye tahmin ediyorum. 

Ulaşıma gelecek olursak kişisel arabam olmadığı için toplu taşımayı tercih ettim ben. Hacıosman’da metrodan indikten sonra her 15-20 dk. bir kalkan 42HM numaralı Bahçeköy otobüslerine binerek 20 dakikalık yolculuk’dan sonra Bahçeköy’den inip, Kemerburgaz yolundan 450 m kadar yürüyerek ulaşılabiliyor. Giriş ücreti ise haftasonu; normal :10 TL öğrenci : 5 TL idi. Fakat damat gelin olarak gelirseniz 295 TL alınıyormuş. Çok da iyi bir fiyat uygulaması olmuş bence. Çünkü artık İstanbul'da gittiğim her yerde gelin-damat görmekten gerçekten sıkıldım. Bir de sanki mekanı sahiplenmiş tavırları oluyor bazılarının sanki arboretumun tapusu onun sanırsın. 

Atatürk Arboretum'u henüz çok insan tarafından keşfedilmediği için bozulmamış bir yer. Bu haliyle tam bir cennet. Şu sıralarda reklamı internette, televizyonda çok yapılıyor. Umarım ilerleyen günlerde meşhur olunca içerisine kafeterya, restaurant vb. rant sağlayacak işletmeler yapıp bu güzelim yeri bozmazlar.  

You Might Also Like

0 yorum

Bumerang - Yazarkafe